Ethem Sancak: Başkanlık Sistemi Gelmezse Türkiye Bölünecek!

Türkiye’nin üzerinde tartıştığı en önemli gündem maddesi olan Başkanlık sistemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak, sisteme geçilmemesi durumunda ülkenin ikiye bölüneceğini söyleyen İş adamı Ethem Sancak, “Yugoslavya’yı bölüp 11 devlet çıkardılar, Ukrayna’yı böldüler, Sovyet İmparatorluğunu çökerttiler. Çok ciddi tehlike var! Türkiye, başkanlık sistemine geçmeyi başaramaz ise 30 yıl geriye gider. Bunu da başarmak için Kürtlere özgürleşmenin yolunun, Başkanlık sisteminden geçtiğini anlatmamız lazım” dedi.

Bu yetkiler Obama’da yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baba ocağı Rize’nin Güneysu ilçesinde Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen “Yeni Demokratik Anayasa Temelli Başkanlık Sistemi Paneli’nde konuşan Sancak, Başkanlık sistemine geçilmesinin hayati önem arz ettiğini vurguladı. Mevcut Cumhurbaşkanlığı sisteminin 80 anayasasına bağlı diktatörlük sistemi olduğunu belirten Sancak, büyük ve güçlü bir devlet için iyi bir yönetim şekline ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, ‘Amerikalılar, binalarımızın mimarisini Romalılardan, devletin yönetim şeklini Osmanlı İmparatorluğu’ndan aldık’ açıklamasında bulundu.  Türklerin; Selçuklu, Eyyübi, Memlük ve Osmanlı imparatorluğu ile bin yıl boyunca insanlığa hizmet ettiğini belirten Sancak, “şimdi sıra beşinci imparatorluğu kurmaya geldi. İnşallah bu Başkanlık sistemi ile olacak” dedi.

Sancak açıklamasına şöyle devam etti: “Başkanlık sistemi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ihtiyacı değil. Hatta buna hiç ihtiyacı yok. Ben onun yerinde olsam şu anda bulunduğum makam itibariyle başkanlığı istemem. 80 darbesinden sonra değiştirilen anayasa ile birlikte Evren’e en büyük diktatör Marcos’a verilen yetkilerden daha büyüğünü verdi. Hatta o yetkilerin yarısı ABD Başkanı Obama da bile yok. Mesela Cumhurbaşkanı Parlamentoyu fes edebiliyor. Birinci derece memurların atanmasında imzası olmasa hiçbir memur atanamıyor. Ordu komutanını atıyor. Zaten ordu başkomutanı... Yargının başlarını ve üniversite rektörlerini o atıyor. Neredeyse muhtarları bile o atayacak. Şimdi birde Devlet Denetleme Kurulu diye bir şey koydular 3 müfettiş gönderilerek tutulan raporlarla herkesi en az 10 yıl da hapse attırabiliyor.

Erdoğan kendi için istemiyor

Bu kadar yetkiye sahip bir Cumhurbaşkanı, niye kendisi için başkanlık sistemini istesin? 80 anayasası Cumhurbaşkanına bu hakkı veriyor. 80 Anayasası’nı yaparlarken bunu da ebediyen sürecek zannettiler. Hatta halkı tamamen anayasadan sürmek için 28 Şubat darbesini yaptılar. 28 Şubat’ın mimarı Kıvrıkoğlu darbeden sonra çıktı: ‘Bu devrim bin yıl sürecek’ dedi. Bu darbeyle birlikte devletin kademelerinden namaz kılanları, dernek kuranları ve kitap okuyanları attılar. An geldi, ‘Cumhurbaşkanı seçimlerinde başörtüsü takan içki içmeyen Cumhurbaşkanımız olamaz’ dediler. Hatta 180’nin, 367’den büyük olduğunu söylediler. Sabih Kanadoğlu diye matematik bilmez birisi bunlara öğretti ve bunu savundular. O zaman ki Başbakanımız şimdi ki Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bunu halka götürdü ve Cumhurbaşkanı’nın ilk kez halk tarafından seçilmesini sağladı.

Ekonomi Başkanlık ile lig atlar  

Vesayet döneminde Türkiye ürete ürete 230 milyar dolar üretime gelebilmişti. An olmuştu 70 sente muhtaç olmuştuk. 11-12 yılda yarımda olsa demokrasi uygulanınca 830 milyar dolara çıktık. Ama bu duruma ekonomik olarak baktığımız zaman bu bir eşik. Bu eşiği aşabilmemiz için bizim mutlak anlamda mevcut sistemimizi değiştirmemiz lazım.

İnönü ve Bayar askeri, halka egemen kıldılar

Sancak, 1925 ve 1932 darbesinden sonra askerin sivil bürokrasiye teslim edildiğini anımsatarak şu gerçeği paylaştı: “Bu ihtilalci Meclis duvarına ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye yazdı ve bunu da uyguladı. Kurtuluş savaşının en ateşli döneminde Kocatepe’de Mustafa Kemal büyük taarruz için meclisten başkomutanlık yetkisi istedi. Meclis, ‘gel bize izah et’ dedi.

‘Ben savaş alanını bırakıp gelemem’ demedi. Hatta yanı başındaki kurmayı İnönü dedi ki: ‘Bunlar bize çok arıza çıkarıyorlar biz bunları kapatalım’. Atatürk’te cevaben O’na: ‘Bir daha bunu dersen seni idam ettiririm’ dedi. Bunun üzerine Atatürk tebdili kıyafetle Kocatepe’den, Meclis’e geldi durumu izah etti ve Meclis ona 6 ayda bir yenilenmek üzere başkomutanlık yetkisi verdi. Böyle bir muktedir ihtilal meclisiydi o. Daha sonra İsmet İnönü ve Celal Bayar’ın oyunlarıyla bu milli meclisi yolundan çıkardılar silahlı kuvvetleri, halkın üzerine egemen kıldılar.”

Yeni Saray özgürleşmedir

TBMM’nin dört bir köşesinde dört tane komutanlık olduğuna dikkat çeken Sancak, “Dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir şey yok. Ayrıca Cumhuriyeti temsilen kurulan Çankaya köşkünün içinde sadece Cumhurbaşkanı oturmuyordu. Yanı başında

4 tane kuvvet komutanı da oturuyordu. Bunlar adım adım sivil vesayeti askerin emri altına alma girişimleriydi. Şimdi birileri çıkıyor; Niye “Beştepe yapıldı?” diyor. Bunun bir anlamı vardı. Beştepe bir özgürleşme hareketidir. Artık dört ihtilal heveslisi komutan yok. Bunların yerine haftada iki bin muhtardan 50 bin muhtar var. Başlarında da Türkiye’nin en büyük muhtarı” dedi.

Muhtar çok önemlidir

Sancak düne kadar muhtarları hiç kimse adam yerine koymadığına vurgu yaparak “Bir başçavuş bile muhtarı esas duruşta bekletiyordu. Halbuki muhtar bizim kurumumuzda öyle bir yerde ki Türkiye Cumhuriyeti bayrağını aracına takabilme yetkisine sahip üç kurumdan biridir. Birisi devletin başkanı Cumhurbaşkanı, birisi Türkiye’yi yurtdışında temsil eden büyükelçi ve birisi de muhtardır. Başka kimse Türk bayrağını fors olarak kullanamaz. Ama halk ayağa düşürüldüğü için, muhtarda ayağa düşürülmüştür. Şimdi milletin muhtarı milleti ayağa kaldırıyor” diye konuştu.